İsimsiz, 1975, İmzalı, Kağıt üzerine guaj boya, 50 x 35 cm
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten sonra ekonomi doktorası yakmak için Paris’e giden Mübin Orhon, Grande-Chaumière Akademisi’nde çizim dersleri aldı. Taschisme’in kuramcısı Charles Estienne’le tanıştı ve onun lekeci biçim dilini benimsedi. Mübin Orhon, 1950’li yılların başlarında Mark Rothko, Barnet Newman ve Nicolas de Stael’in yapıtlarından etkilenmiştir. Sanatçı, sanatını gizemli kılabilmeyi tablonun ortasında fırça darbesiyle oluşturduğu çizgi ya da figürü bazen bir ışık bazen da koyu lekeli işleyişle başarmıştır. İlk kişisel sergisini Iris Clert Galerisi’nde açtı. Bu dönemde, César, Takis, Messaier, Giacometti, Charles Maussion ile yakın ilişkiler kurdu. 1964’te askerlik görevini yapmak için Türkiye geldi ve 1973’de tekrar Paris’e döndü. Mübin Orhon’un 1970’lerde yapılmış işleri, onun 1960’lerden 1970’lere farklılaşan soyut diline tanıklık etmemizi sağlar. Mübin, temelde ışığın renkler üzerindeki görme etkisi üzerinde yoğunlaşır. Uzam, zaman ve farkındalığın resimleri olarak tanımlanabilecek bu yapıtlarda göz izlemekten çok fark etmeye yönlendirilir. Kırmızı, turuncu, mor ya da yeşil renkteki zeminlerinin belirlediği pürüzsüz, düz yüzeylerin durdurucu, girilemez, arkasına geçilemez duyumu veren sertliğini, dikey-yatay, kararlı ve anlık büyük fırça izleri, ya da farklı tonda belli belirsiz küçük lekelerle farkındalık yaratacak bir yüzeye dönüştürür. Orhon’un tuvalin ortasına yerleştirdiği dikdörtgenler, lekeler, çizikler, sanatçı izleri olarak herhangi bir temsil değerinden çok değişim içindeki duyuların izlerine kapı aralar. Düşünsel, zihinsel olmayan deneyimlerin kaydedildiği resimleri, davranışsal ve duyumsal içe doğuşların izlerini taşıyan yüzeylerdir ve bu anlamda modernist kompozisyon fikrinin karşısında bir tutumu yansıtır, tuvalin ortasında mistik boşluğa bir kapı aralar, derinlik yaratır.