Müzayede komisyon oranımız %10'dur.
Müzayedemiz 21 Mayıs 2023, Pazar günü saat 13.02'den itibaren canlı olarak yayınlanacaktır. Canlı müzayede dahilinde lotlar sırasıyla satışa çıkacak ve ekranda kalma süresi 20 saniye olacaktır. İlgili lota bu süre içinde pey verilmesi halinde ekranda kalma süresi 20 saniye daha uzayacaktır.
Eserlere pey verebilmek için üyelik bilgilerinizi eksiksiz doldurmanız gerekmektedir.
Müzayedemizde yer alan eserler müzayede süresi boyunca adresimizde teşhir edilmektedir. Alıcılar, tüm eserlerin ''HALİYLE'' satışa sunulduğunu, pey vereceği eseri öncesinde incelediğini taahhüt eder.
Ödeme süremiz müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "satış iptali, cayma hakkı veya alımdan vazgeçme" söz konusu değildir, aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.
Magnet Istanbul satışa çıkarttığı eserlerin orijinalliğini garanti eder.
İlgilendiğiniz eserler ile ilgili +90 537 466 20 14 numaralı telefondan bilgi alabilir, Caferağa Mahallesi Hacı Şükrü Sokak 1/2 Kadıköy İstanbul adresimizde eserleri yakından inceleyebilirsiniz.
Ömer Uluç (1931-2010)
Baş, 1986, İmzalı, Tuvale marufle edilmiş karton üzerine yağlıboya, 57 x 43.5 cm
1949-1955 yılları arasında İstanbul Robert Kolej’de ve ABD’de mühendislik eğitimi alan Ömer Uluç resim eğitimine Nuri İyem atölyesinde başladı ve ilk dönem çalışmaları figüratif resimler oldu. Aynı yıllarda “Tavanarası Ressamları” içinde akademizme tepki olarak soyut dışavurumcu resimler üretti. 1953-57 yılları arasında mühendislik öğrenimi gördüğü Amerika’da soyut resim çalışmalarına devam etti. 1960’larda ise özgün bir sanat arayışına giren sanatçı, rengi düz renk form üzerinde hareketli lekeler oluşturarak kullanmaya başladı ve bu dönem çalışmalarını 1965’ten sonra “Armalar” adı altında topladı. Soyut resim yapmakla birlikte, sarmal renk demetleriyle form denemeleri yapan Uluç, bunları figüre dönüştürdü. 1980’lerde kullandığı renk yumaklarında bir açılma izlenir. Fonda serbest çizgilerle renkli uygulamalar yaptığı bu yıllarda gerçekleştirdiği çıplaklarda renk yumakları çözülür ve serbest eğrisel çizgilere dönüştürdüğü gözlenir. Yaklaşık 1988’de kalınlaşan fırça darbeleriyle çalıştığı resimlerinde aynı imgeyi tekrarlayarak iki ya da daha fazla tuvali birbirini tamamlar şekilde tasarlamaya başladı. 1990’ların başından itibaren çok parçalı tuvallerinden “çıkmalı” resimler olarak adlandırdığı ve kolaj tekniğinden faydalanarak imgeyi tuval sınırlarının dışına taşıran resimler üretti. 90’ların sonundan itibaren sanatçı resimlerinde kullandığı sarmal renk yumaklarını önceleri halat sonraları ise plastik hortum kullanarak heykeller üretmeye başladı ve heykelleri serbest olarak Ölüm Duvarı (1999) çalışmasında olduğu gibi büyük boyutlu resimlerin önünde ya da Yola Bakan Köpek (2001) çalışmasındaki gibi önünde kullanarak yerleştirmeler yaptı.
Erol Akyavaş (1932-1999)
Kompozisyon, İmzalı, Tuval üzerine yağlıboya ve karışık teknik, 35 x 43 cm
Komet (1941-2022)
Figürlü Kompozisyon, İmzalı, 1980'li Yıllar, Tuval üzerine yağlıboya, 50.5 x 61.5 cm
Provenance: Muhsin Bilge Koleksiyonu
Fikret Moualla (1903-1927)
Le Pianiste, 1954, İmzalı ve Sertifikalı, Karton üzerine guaj boya, 21 x 27 cm
Provenance: Marcel Garrigou Koleksiyonu
(Bu Eser Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit tarafından onaylı ve Sertifikalıdır.)
Cihat Burak (1915-1994)
Peyzaj (İzmir), 1984, Duralit üzerine yağlıboya, 33 x 49 cm
1937'de Galatasaray Lisesi' nde tamamladığı ortaöğreniminin ardından girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümünden 1943 mezun oldu. Üç yıl Paris'te mimarlık ve resim eğitimi gördü. Metal baskı çalışmaları, porselen ve cam işleri ile pişmiş toprak heykelleri ve büstlerinde, resimlerinde ki gibi dışavurumculuk gözlendi
Alaettin Aksoy (d.1942)
Figürlü Kompozisyon, 1999, İmzalı, Tuvale marufle edilmiş kağıt üzerine yağlıboya, 43.5 x 45 cm
Alaettin Aksoy, 1963-1968 yıllarında, İDGSA Resim Bölümü'nde, Bedri Rahmi atölyesinde sanat öğrenimi görmüştür. Henüz Akademi’de öğrenciyken eserleri, Genç Sanatçılar Bienali kapsamında, Paris Modern Sanatlar Müzesi'nde sergilenmiş, ilk kişisel sergisini 1969'da İstanbul'da Alman Kültür Merkezi'nde açmıştır. 1972'de devlet bursuyla Fransa'ya gitmiş ve 1972 – 1976 yılları arasında Paris’te resim çalışmalarını sürdürmüştür. Güzel Sanatlar Akademisinin Grafik bölümünde serigrafi ve gravür atölyelerinin kuruluşu sağlandıktan sonra ve bu atölyelerden yetişen sanatçılar arasında dikkat çeken Alaettin Aksoy, eserlerinde insan ve mekan kavramlarına, ince bir ironi, kurgusal bir düzenleme anlayışı ve zamandan soyutlanmış iğneleyici bir şiirsellikle yaklaşmıştır. Paris'e gittikten sonra yaptığı resimlerinde öğrencilik dönemindeki düşsel unsurları da kapsayan dışavurumcu bir anlatıma yöneldi. Dışavurumcuların sıklıkla yaptığı figür deformasyonlarıyla kompozisyondaki dramatik etkiyi arttırdı. Zaman içinde kullandığı düşsel öğeler bilinçaltının göstergelerine dönüşmeye başladı. Sanatçı yer yer mizahi öğelerden de yararlanarak gerçeküstücü bir dile yöneldi.
Zekai Ormancı (d.1949)
No:2.09, İmzalı, Tuval üzerine yağlıboya, 50 x 60 cm
Bu eser sanatçının kitabında yer almaktadır.
Zekai Ormancı, 1937 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nü bitirdi. Öğrenim süresi içinde Zeki Faik İzer - Özdemir Altan Atölyesi'nden çalışmasının yanı sıra 1980 yılında Avusturya Hükümeti'nın burslusu olarak gittiği Uluslararası Salzburg Yaz Akademisi'nde Albert Bitran ile de çalışmıştır. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalışan sanatçı, Halıresim (Tapisserie) Atölyesini kurmuştur. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sanatsal etkinliğe katılmıştır. Eserleri yurt içinde ve dışında çeşitli müze ve koleksiyonlarda yer almaktadır.
Mübin Orhon (1924-1981)
İsimsiz, 1975, İmzalı, Kağıt üzerine guaj boya, 50 x 35 cm
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten sonra ekonomi doktorası yakmak için Paris’e giden Mübin Orhon, Grande-Chaumière Akademisi’nde çizim dersleri aldı. Taschisme’in kuramcısı Charles Estienne’le tanıştı ve onun lekeci biçim dilini benimsedi. Mübin Orhon, 1950’li yılların başlarında Mark Rothko, Barnet Newman ve Nicolas de Stael’in yapıtlarından etkilenmiştir. Sanatçı, sanatını gizemli kılabilmeyi tablonun ortasında fırça darbesiyle oluşturduğu çizgi ya da figürü bazen bir ışık bazen da koyu lekeli işleyişle başarmıştır. İlk kişisel sergisini Iris Clert Galerisi’nde açtı. Bu dönemde, César, Takis, Messaier, Giacometti, Charles Maussion ile yakın ilişkiler kurdu. 1964’te askerlik görevini yapmak için Türkiye geldi ve 1973’de tekrar Paris’e döndü. Mübin Orhon’un 1970’lerde yapılmış işleri, onun 1960’lerden 1970’lere farklılaşan soyut diline tanıklık etmemizi sağlar. Mübin, temelde ışığın renkler üzerindeki görme etkisi üzerinde yoğunlaşır. Uzam, zaman ve farkındalığın resimleri olarak tanımlanabilecek bu yapıtlarda göz izlemekten çok fark etmeye yönlendirilir. Kırmızı, turuncu, mor ya da yeşil renkteki zeminlerinin belirlediği pürüzsüz, düz yüzeylerin durdurucu, girilemez, arkasına geçilemez duyumu veren sertliğini, dikey-yatay, kararlı ve anlık büyük fırça izleri, ya da farklı tonda belli belirsiz küçük lekelerle farkındalık yaratacak bir yüzeye dönüştürür. Orhon’un tuvalin ortasına yerleştirdiği dikdörtgenler, lekeler, çizikler, sanatçı izleri olarak herhangi bir temsil değerinden çok değişim içindeki duyuların izlerine kapı aralar. Düşünsel, zihinsel olmayan deneyimlerin kaydedildiği resimleri, davranışsal ve duyumsal içe doğuşların izlerini taşıyan yüzeylerdir ve bu anlamda modernist kompozisyon fikrinin karşısında bir tutumu yansıtır, tuvalin ortasında mistik boşluğa bir kapı aralar, derinlik yaratır.
Yüksel Arslan (1933-2017)
Arture 374, 2015, İmzalı, Litografi, ED.11/50, 19.5 x 13
Histories â la gomme / Entipüften Öyküler, Desenler: Yüksel Arslan, Metinler: Daniel Colagrossi, 2015, ED.11/50, 60 Sayfa.
Ressam Yüksel Arslan’ın erotik desenleri ve Daniel Colagrossi’nin metinlerinden oluşan Histories â la gomme / Entipüften Öyküler, toplamda 500 adet basılmış olup, 50 tanesi Yüksel Arslan’ın ıslak imzalı litografisini içermektedir. Bu baskı ise elli edisyonun on birincisidir.
Avni Arbaş (1919-2003)
Soyut Figüratif, İmzalı, Kağıt üzerine pastel ve guaj boya, 23 x 17 cm
Sabri Berkel (1907-1993)
Soyut Lekeler, İmzalı, Karton üzerine akrilik boya, 50 x 35 cm
Bu Eser Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit tarafından onaylanmıştır.
Sabri Berkel, Üsküp’te başladığı ilk ve orta öğretiminin ardından Belgrad Güzel Sanatlar Okulu’nun Hazırlık Bölümü’nden mezun olmuş; 1929-1935 yılları arasında Floransa Güzel Sanatlar Akademisi’nde Felice Carena’nın atölyesinde çalışmıştır. Fresk ve gravür üzerine yoğunlaşan sanatçı, ilk kişisel sergisini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde açmıştır. Léopold Lévy’nin isteği üzerine Akademi’ye asistan olarak giren sanatçı, Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği Sergileri’ne katılmış; 1941 yılında ise “d Grubu” üyeleri arasında yer almıştır. 1947 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından araştırma ve çalışmalar yapmak üzere Paris’e gönderilmiş; Lhôte Atölyesi’nde çalışmalar izlemiş, çeşitli ülkelerde araştırma gezileri yapmıştır. Sanatçı, Akademi’de Dekoratif Sanatlar Bölümü’nde galeri öğretmenliği, 1965-1969 yılları arasında ise Yüksek Resim Bölümü başkanlığı yapmıştır. Uluslararası pek çok alanda eserleri yer alan sanatçıya Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onur ödülü verilmiş ve 1989 yılında retrospektif sergisi düzenlenmiştir. Sanatçının 1930’lu yıllardaki natürmortlarında nesnelerin boşluktaki ağırlıkları hissedilir, 1947’ye kadar Cezanne etkisi görülür, 1950’lerden sonra ise kübik parçalama, geometrik kurgu içinde soyutlama ve kendine özgü renk kullanımı belirginleşmiştir. Berkel, 1950’lerin ortalarından itibaren kaligrafik soyut düzenlemeler üretmiş; sonraları renk lekelerinden oluşan kompozisyonlar oluşturmuştur. 1971’den itibaren ise geometrik soyutlamalar gerçekleştirmiştir.
Sabri Berkel (1907-1993)
Soyut Kompozisyon, 1965, İmzalı, Litografi, 23 x 18 cm
Sabri Berkel (1907-1993)
Soyut Kompozisyon, 1963, İmzalı, Serigrafi, Tek Edisyon Sanatçı Baskısı, 40 x 55 cm
Provenance: İhsan Şurdum Koleksiyonu
Hamit Görele (1900-1980)
Geometrik Kompozisyon, İmzasız, Mukavva üzerine yağlıboya, 36 x 28.5 cm
Bu eserin orijanilliği 16.01.1996 tarihinde Özdemir Altan tarafından onaylanmıştır.
Hamit Görele, Güzel Sanatlar Akademisi’nde Hikmet Onat ile İbrahim Çallı’nın atölyelerinde çalışmış ve 1928’de bu kurumdan mezun olmuştur. Akademi’nin başarılı öğrencilerinden biri olan ressam, Avrupa konkurunu kazanıp da Paris’e gönderilen isimler arasında yer almaktadır. Paris’te önce Académie Julian’da, ardından André Lhôte’un atölyesinde çalışmış, 1932 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği’ne katılmış ve 1934 yılında bu birliğin başkanı seçilmiştir. Üretken bir ressam olmasının yanında, resim sanatını sevdirmek ve topluma genel bir sanat bilinci aşılamak amacıyla çok sayıda yazı kaleme almıştır. Yurt Gezileri çerçevesinde Erzurum’a gönderilen Görele’nin sanatı, modernist ressamlığın pek çok farklı yanını bir araya getiren bir çeşitliliğe sahiptir. Farklı dönemlerini besleyen kaynaklar arasında Pierre Bonnard, Kübizm, İzlenimcilik ve özellikle 1950’lerden sonra geometrik soyutlama sayılabilir.
Adnan Varınca (1918-2014)
Plajda (Konkur Eskizi), 1948, imzasız, Mukavva üzerine yağlıboya, 32.5 x 40 cm
Provenance: İhsan Şurdum Koleksiyonu
Galatasaray Lisesi’nden mezun olmasının ardından İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydolan Adnan Varınca, burada Leopold Lévy ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde çalışmıştır. 1948 yılında mezun olan sanatçı, kısa bir süre resim öğretmenliği yapmasının ardından Paris’e gitmiş ve uzun süre Paris gidip geldiği bir süreç geçirmiştir. Çok sayıda kişisel sergiye imza atan sanatçı, tabiata ve renklere olan hayranlığını tuvallerine yansıtmış; portre, natürmort ve manzara türlerinde resim yapmıştır.
Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975)
Motif, İmzalı, Karton üzerine guaj boya, 28 x 19.5 cm
Osmanlı döneminde Trabzon’un Maçka bölgesinin en büyük ailelerinden olan, Cumhuriyet dönemindeyse içinden çıkardığı sanatçı ve entelektüel bireylerle ünlenen Eyuboğlu ailesindendir. Bedri Rahmi, Trabzon Lisesi’nde öğrenciyken, bu kuruma resim öğretmeni olarak atanan Zeki Kocamemi’den etkilenmiş ve onun da teşvikiyle 1927 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiş; Nazmi Ziya ile İbrahim Çallı’nın atölyelerinde çalışmıştır. Öğrencilik döneminde Paris’e giden sanatçı, André Lhôte’un atölyesine devam etmiş, Henri Matisse ve Raoul Dufy’den çok etkilenmiştir. 1937’de Güzel Sanatlar Akademi’nin Resim Şubesi’ne, Leopold Lévy’nin asistanı olarak atanan Eyuboğlu, ilerleyen yıllarda atölye sahibi olmuş ve eğitimciliğiyle de öne çıkmıştır. Yurt Gezileri’ne de katılan Eyuboğlu 1938’de Edirne’ye, 1941’de Çorum’a gitmiş ve 1940’ların sonundan itibaren Anadolu el sanatlarında gördüğü motifleri, onlardaki renk ve biçim zenginliğini çağdaş teknikler kullanarak sanatına taşımış, stilize ettiği figürleri bu motiflerle birleştirmiştir. Aynı dönemde hat sanatı kaynaklı imgelere yer verdiği resimler de yapan Eyuboğlu, 1960’lardaki Amerika gezisinden sonra kısa bir süre soyut tarzda çalışmış, ancak bir süre sonra tekrar eski üslubuna geri dönmüştür. Gravür, seramik ve mozaik de yapan Eyuboğlu’nun sanatındaki güçlü Anadolu referanslarını yazdığı şiirlerde de yakalamak mümkündür.
Hamit Görele (1900-1980)
Yelkenliler, İmzalı, Mukavva üzerine yağlıboya, 50 x 35 cm
Şükriye Dikmen (1918-2000)
Portre, İmzalı, Kontrplak üzerine yağlıboya, 51 x 33 cm
Arnavutköy Kız Koleji’nden mezun olmasının ardından 1942-1948 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’ne kaydolan Şükriye Dikmen; Zeki Kocamemi, Nurullah Berk, Cemal Tollu gibi sanatçılarla çalışmıştır. Léopold Lévy’nin Atölyesi’nde uzun zaman geçiren sanatçının özellikle 1945 yılından sonra kadın portrelerine yoğunlaştığı görülür. Dikmen, 1949 yılından sonra Paris’e kendi olanakları ile giderek Fernand Léger Akademisi’nde çalışmış, 1953 yılında Paris Ecole du Louvre’un Sanat Tarihi Bölümü’ne devam etmiştir. Léger Atölyesi’nde karakalem çalışmaları gerçekleştiren sanatçı, çizgiselliği üslubunda ön plana çıkarmıştır. 1954 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, ilk kişisel sergisini burada Fransız Konsolosluğu’nda açmıştır. Birçok festivale, bienale ve sergiye katılan Şükriye Dikmen, soyut figüratif üslupta portre ve natürmortlar üretmiştir.
Hamit Görele (1900-1980)
Adadan, İmzalı, 1950'li Yıllar, Kağıt üzerine yağlıboya, 26 x 35 cm
Bu eserin orijinalliği Özdemir Altan tarafından 15.01.1994 tarihinde onaylanmıştır.
Hamit Görele (1900-1980)
Peyzaj, 1940'lı Yıllar, Duralit üzerine yağlıboya, 27 x 37 cm
Eren Eyüboğlu (1907-1988)
Figürlü Kompozisyon, İmzalı, Kağıt üzerine çini mürekkebi, 30 x 40 cm
Asıl adı Ernestine Leibovici olan Eren Eyüboğlu, resim eğitimine Romanya’da Yaş Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlamıştır. Burada iki sene eğitim almasının ardından Paris’e giderek, Paris’te ilk olarak Académie Julian’da, daha sonra André Lhôte Atölyesinde çalışmıştır. André Lhôte Atölyesi, Eyüboğlu’nun sanatının şekillenmesinde etkili olmuş; usta sanatçıların eserleri ile burada tanışma imkânı yakalamış ve Lhôte’un Geç Kübist anlayışından etkilenmiştir. Eren Eyüboğlu, yurda dönmesinin ardından “d Grubu”na katılarak faaliyet göstermiş; André Lhôte’un atölyesinde tanışarak evlendiği Bedri Rahmi Eyüboğlu ile dönemin kültür politikaları kapsamında düzenlenen Yurt Gezileri’ne katılmıştır. Anadolu yaşamının kültürel zenginlikleri ve yaşam şekli, eserlerinin konularına ve üslubuna yansımıştır. Eyüboğlu, portre, natürmort, manzara, iç mekân resimleri ve soyut kompozisyonlar üretmiştir.
Arif Kaptan (1906-1979)
Soyut, 1973, İmzalı, Kağıt üzerine karışık teknik, 52 x 35 cm
Eren Eyüboğlu (1907-1988)
Peyzaj, İmzalı, Kağıt üzerine yağlıboya, 17 x 19 cm
Eren Eyüboğlu (1907-1988)
Motif, 1953, İmzalı, Kağıt üzerine guaj boya, 21 x 28 cm
Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975)
Figürlü Kompozisyon, İmzalı, Kağıt üzerine kum ve çakıl taşları, 34 x 24 cm
Zeki Faik İzer (1905-1988)
Soyut Kompozisyon, İmzalı, Mukavva üzerine yağlıboya, 46 x 38 cm
Zeki Faik, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde eğitim görmüştür. 1928-1932 yılları arasında Paris’te, André Lhôte’unve Othon Friesz’in atölyelerinde çalışmalarını sürdürmüş; ayrıca fresk, seramik ve duvar resmi sahalarında da eğitim almıştır. Paris dönüşü, İstanbul’da d Grubu’nu kuran çekirdek topluluğun içinde oluşuyla dikkat çeken Zeki Faik, 1937’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne atanmış ve Fotoğraf Atölyesi’nde çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde, İzer’in pek çok Türk ressamı gibi, öğrencilik döneminde tanıdığı İzlenimci etkilerle Paris’te öğrendiği Geç Kübist öğretiyi bağdaştırmaya çalıştığı görülür. 1940’lardan itibaren, bu arayışlar yerini soyut dışavurumcu sanatın tesirlerine bırakacaktır. 1948’de Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü olarak atanan İzer, bu görevi 1952’ye dek yürütmüştür. Yurtdışıyla bağlantısını devam ettirmeye çalışan İzer’in, Avrupa’daki sanatsal gelişmeleri izlediği ve onları kendi sanatıyla birlikte yorumlamaya çalıştığı, özellikle 1950’lerden itibaren meydana getirdiği resimlerde daha açık bir biçimde görülür. Bu dönem resimlerinde kaligrafik imgelerden hareketle soyut çalışmalar yapan sanatçı, 1960’larda müzikle bağlantılı resimler yapmıştır. 1968’de Güzel Sanatlar Akademisi’nden emekli olan İzer, 1970’te Fransa’ya gitmiş, on dört yıl süren bu konukluğu onun sanatındaki son evreyi biçimlendiren başlıca etken olmuştur. Sanatçı bu döneminde ilkel toplumların sanatına ilgi duymuş, ilk kolaj denemelerine başlamış; 1980’lerde de Orta Asya ve Selçuklu halılarından etkilendiği duvar halıları yapmıştır. Zeki Faik İzer, Türkiye’de soyut sanatın gelişmesinde önemli katkısı olan sanatçılardandır.
Ömer Uluç (1931-2010)
Atölye, 2002, İmzalı, PVC üzerine serigrafi, ED.1/25, 80 x 64 cm
Adnan Çoker (d.1927)
Kubbeler Serisi, 2014, İmzalı, Hahnemühle kağıdı üzerine sanatsal pigment baskı, Müze baskısı, ED.47/50, 107.5 x 78.5 cm
Özdemir Altan (d.1931)
İsimsiz, 2016, İmzalı, Serigrafi, Tek Edisyon, 58.5 x 46 cm
Füreya Koral (1910-1997)
Dolunay, İmzalı, Duralite marufle edilmiş kağıt üzerine karışık teknik, 33.5 x 47.5
Önemli seramik sanatçılarından Füreya Koral, Şakir Paşa Ailesi’nin bir üyesi olarak sanat ile iç içe bir ailenin ferdi olarak büyümüştür. Seramik sanatına olan ilgisi, 1947 yılında sağlık problemlerinden ötürü gittiği İsviçre’de başlamış; çalışmalarını ise Paris’te sürdürmüştür. İlk seramik ve taş baskı sergisini 1951 yılında Paris’te açan Koral, Türkiye’ye döndüğünde ise eserlerini Maya Sanat Galerisi’nde sergilemiştir. 1954 yılında Şakir Paşa Apartmanı’nda özel atölyesini kuran Füreya Koral, yirmi yıl boyunca bu atölyede çalışarak yapıtlarını üretmiştir. Aldığı burs ile Amerika’ya davet edilen sanatçı, Meksika’da araştırmalar yapmış, Aztek ve Maya kültürleri ile ilgilenmiştir. Başlıca formlarından birini tabaklar oluştursa da, duvar panolarını önemsemiş, obje tasarımları ile ilgilenmiştir. Sanatçının pek çok önemli çalışması kentin önemli ve çeşitli yapılarında yer almaktadır.
Füreya Koral
Soyut, İmzalı, Karton üzerine çini mürekkebi ve suluboya, 27 x 37 cm
Bu eser 2017 tarihli Kale Holding Yayınlarından çıkan ''Füreya'' kitabının 64. sayfasında yer almaktadır.
Füreya Koral (1910-1997)
Figürlü Kompozisyon, İmzasız, Karton üzerine guaj boya, 39 x 31.5 cm
Bu eser 2017 tarihli Kale Holding Yayınlarından çıkan ''Füreya'' kitabında yer almaktadır.
Cihat Burak (1915-1994)
Anılar, 1976, İmzalı, Gravür, 1/1 Tek Edisyon, 33.5 x 50 cm
Cihat Burak (1915-1994)
Uzay Sürümü, 8.9.1976, İmzalı, Gravür, 1/1 Tek Edisyon, 26 x 32 cm
Selim Turan (1915-1994)
Soyut, İmzalı, Kağıt üzerine guaj boya, 16 x 13.5 cm
Selim Turan (1915-1994)
Soyut, İmzalı, Kağıt üzerine guaj boya, 17 x 11.5 cm
Adnan Varınca (1918-2014)
Kız Kardeşin Portesi, Önde ve arkasında İmzalı, Duralit üzerine yağlıboya, 32 x 26.5 cm
Provenance:
*Aile Koleksiyonu
Adnan Çoker (1927-2022)
Soyut Figür, Çift İmzalı, Kağıt üzerine akrilik boya, 28.5 x 19 cm
Hamit Görele (1900-1980)
Sandalyede Oturan Kız, İmzasız, Duralite marufle edilmiş kağıt üzerine yağlıboya, 66.5 x 47.5
Namık İsmail (1890-1935)
Çift taraflı Portre ve Nü, İmzasız, Sertifikalı, Mukavva üzerine yağlıboya ve arkasında karakalem, 45 x 34 cm
İlköğreniminin ardından, Sainte- Pulchérie, Saint Benoît, Mekteb-i Sultaniye (Galatasaaray Lisesi) devam eden Namık İsmail; ailesinin desteği ile Paris’e gitmiş, burada önce Académie Julian’da, sonra da Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda (École Nationale Supérieur des Beaux-Arts) Cormon atölyesinde öğrenim görmüştür. 1917 yılında Şişli Atölyesi’ne katılmış, düzenlenecek sergiler sebebi ile Viyana ve Berlin’e gitmiştir. Berlin’de Lovis Corinth atölyesinde resim çalışmalarını sürdürmüştür. Yurda döndükten sonra çeşitli görevler üstlenen sanatçı, 1927’de Sanayi-i Nefise Mektebi Müdürlüğü’ne getirilen Namık İsmail, Güzel Sanatlar Akademisi’nin modern bir kurum kimliğine bürünmesi için üstün bir gayret göstermiştir. Renk karşıtlıkları, yoğun boya kullanımı, kalın fırça vuruşları ile dikkat çeken sanatçı, çıplaklar, manzaralar, kent görünümleri, ölüdoğa ve portreler yapmış, resimlerinde değişik teknikler denemekten kaçınmamıştır. Dolayısıyla onun sanatını tek bir akıma dahil etmek olanaksızdır. Kimi resimlerinde seçilen dinamik ve kararlı fırça vuruşları Almanya’da gördüğü eğitimin izlerini taşımaktadır.
Neşet Günal (1923-2002)
İsimsiz, İmzalı, Kağıt üzerine karakalem, 30 x 23 cm
Nevşehir doğumlu sanatçı Neşet Günal, ortaokul döneminden itibaren resme ilgi duymuş, Nevşehir Belediyesi’nin verdiği bursla Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne resim öğrenimi için yollanmıştır. 1946 yılında Akademi’den mezun olan Neşet Günal, 1948 yılında Fransa’ya gitmiş; resim çalışmalarını başlangıçta Andre Lhôte’un Atölyesi’nde sürdürmüştür. Daha sonra Léger’in öğrencisi olan sanatçı, 1954 yılında yurda dönmüştür. İçinde büyüdüğü toplumsal ve doğal ortamı sanatından ayrı düşünmeyen Neşet Günal sınıfsal sorunları konu edinerek yapıtlarını üretmiştir. Neşet Günal, sanattaki gerçeğin insan ve toplum gerçeği olduğuna ve sanatın toplumsal bir işlevle icra edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahmut Cuda (1904-1987)
Nü, İmzalı, Kağıt üzerine sepya, 62 x 45 cm
Mahmut Cûda, 1918’de Sanayi-i Nefise Mektebi’nde önce Hikmet Onat’ın, ardından İbrahim Çallı’nın öğrencisi olmuştur. Sanatçı, Galatasaray Sergileri’ne katılmış, 1923’te Almanya’nın Münih kentine gönderilmiş, burada Hans Hoffman’ın öğrencisi olmuştur. Münih’ten sonra Paris’te Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda (École Nationale Supérieur des Beaux- Arts) Lucien Simon atölyesinde çalışan Cûda, 1928’de İstanbul’a döndükten sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde Namık İsmail’in yanında yardımcı öğretim üyesi oldu ve bu sıralarda Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin kuruluşunda çalıştı. Görevinden ayrıldıktan sonra bir süre Bursa’da ve Kırklareli’nde orta öğretim kademesinde resim öğretmenliği yapmış; ardından İstanbul’a dönmüş ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nde haritacı olarak çalışmaya başlamış, bu kurumdan 1969’da emekli olmuştur.Başlangıçta büyük boyutlu kompozisyonlar yapan sanatçı daha sonraki yıllarda ölüdoğalara ağırlık vermiştir. 1987’de hayatını kaybeden Cûda’nın geometri tutkusu ve optik gerçekçiliğe olan bağlılığı, onun Türk resim sanatındaki kendine özgü yerini perçinlemiştir.
Sami Yetik (1878-1945)
Model, İmzalı, Kağıt üzerine sepya, 26 x 20 cm
Sami Yetik, Kuleli Askeri İdadisi’nden sonra Mekteb-i Harbiye’ye girmiş ve Hoca Ali Rıza Bey’den resim dersleri almıştır. Mekteb-i Harbiye’den 1898’de mezun olan sanatçı, 1900 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiş ve bu okuldan 1906 yılında birincilikle mezun olmuştur. Serasker Mahmut Şevket Paşa’nın özel izniyle Fransa’ya gönderilen Sami Yetik, 1910-1911 yılları arasında Académie Julian’da Jean-Paul Laurens’in atölyesinde çalıştı. 1914 Kuşağı sanatçıları içinde Fernand Cormon atölyesine gitmeyip sadece Académie Julian’a devam eden tek sanatçıdır. Türkiye’ye döndüğünde, Kuleli Askeri İdadisi’ne resimhocası olarak atanan sanatçı, Balkan Savaşı’na katılmış ve “savaş sahnelerinin ressamı” olarak tanınmıştır. 1933 yılında binbaşı rütbesiyle askeriyeden emekli olan Sami Yetik, manzaralarının yanı sıra, portre ve ölüdoğa da yapmıştır. Osmanlı Ressamlar Birliği’nin kurucu üyelerinden olan sanatçı, aynı zamanda Sanayi-i Nefise’nin eğitim programında değişiklikler öneren, Batı’da gördüğü eğitimin bu kurumda da uygulanmasını isteyen yazılar yazmıştır. Ressamlarımız (1940) adında bir kitabı vardır.
Zeki Faik İzer (1905-1988)
Soyut, 1984, İmzalı, Kağıt üzerine yağlıboya ve guaj boya, 29 x 23 cm
Sami Lim (1905-1986)
Antik Heykelden Etüd, İmzasız, Sertifikalı, Kağıt üzerine karakalem, 62 x 47.5 cm
Provenance: Aile Koleksiyonu
Sami Lim (1905-1986)
Aile Onaylı, Nü, Kağıt üzerine karakalem, 32.5 x 21 cm
100 Adet Sezai Özdemir Lotu (1953-2018)
Bu lot Sezai Özdemir'in imzalı ve imzasız, en büyüğü 50 x 35 ve en küçüğü 18 x 15 cm ölçülerinde kağıt üzerine karakalem ve karışık teknik 100 adet eskizinden oluşmaktadır. (haliyle)
Sezai Özdemir, 1986 yılında girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünden 1990 yılında mezun olmuş; Neş’e Erdok, Asım İşler, Güngör Taner ve Zekai Ormancı’dan dersler almıştır. 12 Ocak 2015'te Nazım Hikmet'in ölümünün 113. yılı nedeniyle Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliğe katılarak Hikmet'in portesini çizen 30 ressamdan biri olmuştur.
Cihat Özegemen (1921-1993)
Figürlü Kompozisyon, 1987, İmzalı, Kağıt üzerine sepya, 53.5 x 45.5 cm
Ergin İnan (d.1943)
Die Harmony, 2015, Çift İmzalı, Tuval üzerine yağlıboya ve karışık teknik, 142 x 180.5 cm
Malatya'da doğdu. 1968'de Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nu bitirdi. Münih ve Berlin Güzel Sanatlar Akademilerinde eğitim gördü. Yurt içinde ve dışında çok sayıda sergi açtı. Aralarında Cleveland Bienali Büyük Ödülü, 1984 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü de bulunan çok sayıda ödül kazandı.