İstanbul Haritaları / Maps of İstanbul 1422-1922

Editör: Dr. Ayşe Yetişkin Kubilay, Denizler Kitabevi, 2010, Hardover, Özel Kutusunda, 255 Sayfa, 47 x 36,5 x 4 cm

İstanbul fetihten evvel neye benziyordu? 19. Yüzyılda camilerin dağılımı nasıldı? Bir bakışta; o zamanki gözle Zamanın yöntemleri ve teknikleri; baskılar nasıl yapılmıştı? Boğazı gerçeğe yakın ilk defa kim, ne zaman çizebildi? Ya da Birinci Harpde İstanbul’un haritası nasıl çizilmişti? 580 parçalık müthiş bir koleksiyondan özenle seçilmiş ve asitten arındırılmış harita kağıdına basılmış 100 haritanın hikayesi

İLBER ORTAYLI’NIN ÖN SÖZÜ
Haritacılığın Gelişimi ve İstanbul Harita, hiç şüphesiz birebir modeldir. İçinde bulunduğumuz coğrafyayı anlamak için gereklidir. Ve harita tekamül eder… Bu tekamül bir yerde tarihin kendisidir. Yerküreyi ve çevremizi ayrıntılarla keşfin tarihidir. İstanbul Haritaları 1422-1922,Rönesans’ın en parlak devrinden başlıyor. İstanbul haritalarından oluşan zengin bir koleksiyona ait nadide örnekler bulunuyor. Şimdi Yunanistan’da yaşayan eski bir hemşehrimizin; Nick Adjemoglou’nun koleksiyonu başta olmak üzere, en mutena yüz İstanbul haritası seçilmiş ve bu kitap hazırlanmış. İlk harita, Floransalı ünlü gezgin ve haritacı Christoforo Buondelmonte’ye ait. Aynı zamanda, fetih öncesi İstanbul’u gösteren bilinen ilk haritadır. Buondelmonte, o
zamanki teknikle Bizans İstanbulunun bir krokisini vermiş. Konu aldığı coğrafya gibi haritacılık teknikleri de zaman içinde gelişmiştir. İstanbul’un topografik ölçüleri ve topografik ölçülerinin doğrulanması sanıldığından çok daha geç devirlerde yapılabilmiştir. Bunun için, 18. yüzyılın sonu 19. yüzyılın başını beklemek gerekecektir. Bu kitapta, haritacılıktaki teknik gelişmelerle birlikte İstanbul’un yeryüzü ölçümünün gelişmesini
göreceğiz. Avrupa, Türklerin imparatorluğunu ve İstanbul’uçeşitli vesilelerle etüd etmiş, temsilciler göndermişti. Avrupa krallarının coğrafyacıları, haritacıları İstanbul’u yüzyıllar boyu ziyaret etti. Sadece Osmanlı’yı değil Bizans devrinden başlayarak yapılarıyla, topografik ve demografik özellikleriyle
Osmanlı başkentini çalışmışlardır. Buradaki haritalar, Avrupa’nın Osmanlı’yı görme şekilleri hakkında da bilgi veriyor.