Gündelik yaşantıyı idame ettirmek için kullanılan öğelerden yaşamın niteliğini artırmasını, sorgulamasını ve dönüştürmesini beklemiyorsak, öte zamanları hazırlayan sanattan ve felsefeden ne bekleyebiliriz?
Mehmet Güleryüz resim sanatı özelinde bu sorunun yanıtını arıyor. Sanatçının yaratım sürecinden başlayarak Hint-Moğol minyatürlerine uzanan bir yoldan, onlarca yılın deneyimlerini aktararak ilerliyor Güleryüz. Bu uzun yolun durakları arasında
3. yüzyıldan bir portre de 20. yüzyıl Türk resmi de yer alıyor.
Sanatçının yaşadığı toplumla ilişkisinin yanı sıra evrensel düşünce akımlarından nasıl beslendiğini de irdeliyor. Figüratif olsun olmasın Doğu ve Batı resminde ortak bir kavrayıştan söz etmek mümkün müdür? Altın oran, bizlere evrensel bir beğeninin şablonunu sunuyor olabilir mi? Eğer gerçekten öyleyse bunun “hikmeti” ne olabilir? Sanatçı içkin bir estetik anlayışıyla mı üretir?
Konular kimi zaman samimi bir sohbet, kimi zaman eşsiz bir seminer tadında işlenirken, resim sanatı, zaman ve mekân içinde adeta bir geçit töreniyle Resmigeçit’te. Güzel sanatlar öğrencileri, sanat tarihi ve resim meraklıları için etkileyici bir başvuru kitabı. 192 Sayf