Kastaş Yayınları, 180 sayfa, 1960'lardan bu yana resim yapan Akif Poroy'un neo ekspresyonizm tavrını giderek benimsemesi, 1970'lerde Avrupa'da yakından izlediği bu tavrın etkisi olduğu söylenebilir. Ancak insanın bilinçaltındaki arzularını resimleyen gerçeküstü / sürrealizmden Osmanlı kaligrafisi ile soyuta uzanan resimlerinde farklı yaklaşımları deneyen sanatçının temelde sanata yaklaşımı dışavurumcu bir anlatım biçimidir. Sanatçıya göre resim yapmak bir nevi meditasyondur. Duygularını, içindekileri dış dünyaya açmak böylelikle izleyicisinin de duygularını tetiklemek ve güzele birlikte varmak Akif Poroy'un temel amacıdır.Doğanın kendisi ve özellikle insanın doğurganlığı, cinselliği Dr. Akif Poroy'un sanatına insanın psikolojik ve duygusal yapısı kadar fizyolojisini de sokar. Aracı olduğu mucizeler onu sanata iten duygusal bir güç olarak ressamlığını da etkiler. Ancak doktor kimliği de bu yaratma sürecinde yerini alır. Ailenin, kadının ve doğumun gücünü resminde de sürdürmeye yeğler. Geleneksel hat sanatındaki soyut düzeni bile dışavurumcu bir fon üzerinde kurgular. Kendi coşkularının egemen olduğu bir kurgudur bu. Görsel tanımlamalar ve akademik bir görüntü yerine coşkunun yönlendirdiği renkçilik Akif Poroy'un resmine özellik kazandırır. Prof, Dr. Tomur Atagök